İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Guraba’da


Hasta yatağımın kefen rengine

Bulanıp gitmişim pür-hüznü elem

Yıldızları soluk, güneşi fersiz

Böyle bir alemdi, göçdüğüm âlem.

Her şey bir sükunu makber içinde

Benizler solmuştu pirü gencinde

Gamü keder dolu her sevincinde

Öyle bir alem ki meşbuu matem.

Bu bokluğun yoktu evveli sonu

Demişmiş hilkatin rengi, kanunu

Bir ısfırarı mevt sarmış sükunu

Her yerde duyulan şehiki mahrem.

Her handei dilşad bir enini gam

Her kahkaha sanki sayhai alam

Bu adem ilini kabilmi ifham

Başka bir alemdi bu diyarı adem.

Her madde, esiri bir ruh gibiydi

Her ruh, dilşikeste, mecruh gibiydi

Hep bu ruhlar sanki bi-ruh gibiydi

Bir alemi gayp ki mesturü müphem.

Ridayı iphapı tutup ucundan

Bir parça kaldırdı bir desti irfan

Belirdi bir küçük şulei handan

Lisana geldi her mefhumu ebkem.

Yavaş yavaş sarardı rengi asferi

Kızıl bir güneşin nur ü ebheri

Silindi ruhumdan kabus ejideri

Gözlerim açıldı o gün subhdem.

Bu ne anlaşılmaz garip bir işti

Ateşim düşünce vazım değişti

Sıhhatim düzeldi, fikrim gelişti

Kavuştum dünyama, geçti endişem.

Ne korkunç bir kabus idi o ya Rab

Ne dil anlatır bu hali ne kitap

Çektirmesin Rabbim böyle ıztırab

Mes’ut geçsin ömrüm dilerim her dem.